| Bunları Biliyormuydunuz? | |
|
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| Fatih ve şehit ailelerine vefa İstanbul fatihi Sultan Mehmed Han'ın, inşa ettirmiş olduğu vakıf aşevinin birinin vakfiyesinde: "İnşa ettirdiğim imarethanemde İstanbul fukarası yemek yiye-ler! İstanbul fethinin şehit ailelerine ve yetimlerine ise, kapalı kaplarda, hava karardıktan sonra, komşularının dikkatini celb etmeden, onların izzet ve haysiyetleri korunarak yemek ikram edile!.." denilerek çok güzel bir vefa örneği sergilediğini... Aynı zamanda bu vefasını böylesi zarif detaylarla taçlandırarak kendinden sonraki nesillere örnek olacak bir edep dersi verdiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| Sefer-i Hümayun Osmanlı tarihinde, padişahın ordunun başında i'la-yı kelime-tullah için bizzat başkomutan olarak çıktığı seferlere, "sefer-i hümâyun" denildiğini... Ertuğrul Gazi'den (1231-1281), Kanunî Sultan Süleyman'a (1520-1566) kadar olan Osmanlı padişahlarının, çocukluklarından başlayarak tam bir askerî eğitimle yetişip çok ciddi askerî deha haline geldiklerini... Birçok yerli ve yabancı tarihçinin Osmanlı'nın bu derece serpilmesinde bu iyi yetişmiş, yenilikçi komutan padişahların rol oynadıklarını ileri sürdüklerini... Her yaşta sefer-i hümayuna çıkan padişahlardan en genç olarak İkinci Osman'ın (Genç Osman) 1621'deki sefer-i hümayununa 17 yaşında çıktığını ve en yaşlı olarak da Kanunî'nin 13. sefer-i hümayununa 71 yaşında çıktığını... En uzun süren sefer-i hümayunun ise Yavuz Sultan Selim'in tam 2 yıl 2 ay süren Mısır sefer-i hümayunu olduğunu ve bunu 1 yıl 11 ay ile Kanunî'nin İran üzerine olan 12. sefer-i hümayunu takip ettiğini biliyor muydunuz? | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| İki medeniyet arasındaki fark Fransız İhtilâli öncesinde, uçarılığı ve savurganlığı ile yoz soylu tipinin simgesi olan Fransa Kralı 16. Louis'in karısı Marie Anto-inette'in, "Ekmek yok, ekmek istiyoruz!" diyerek yalvaran halka "Ekmek yoksa pasta yesinler!" şeklinde cevap verdiğini... Osmanlı Padişahı Orhan Bey'in ise: "Halkıma yoksulluk musallat olacak ise önce benim evime konuk olur." diyerek iki medeniyet arasındaki farkı ortaya koyduğunu... (Halkına ait bir karar alacağı zaman "İbadullahın tefrih-i ahvallerini" yani "Allah'ın kullarının refahını" esas alarak karar alıp teb'asını "emanetullah-Allah'ın emaneti" olarak gören Osmanlı sosyal refah devleti, sınırları içinde bulunan insanları, Arnavut, Kürt, Laz, Çerkez, Arap vs. olarak ayırt etmediği gibi Müslüman, Hıristiyan, Musevi olarak da sınıflandırmayıp şefkat elini uzatmış, onlara, varlığın en şereflisi yani insan olmaları sebebiyle layık olduğu değeri vermiştir.) | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| Bir topun hikayesi İnşa ettirdiği kalelere koymak üzere top satın almak isteyen Sultan Abdülaziz'in, bu maksatla İngiltere'ye bir heyet gönderdiğini... Bunu haber alan Almanların, kendi toplarını satmak için hemen harekete geçip çok iyi bir top yaparak Sultan Abdülaziz'e hediye ettiklerini... 38,5 cm çaplı bu örnek topun Abdülaziz tarafından beğenilmesi üzerine topların İngiltere yerine Almanya'dan satın alındığını ve bu hediye topun diğer alınanlarla beraber Birinci Dünya Savaşı'nda Çanakkale Çimenlik Tabyası'nda hizmet verdiğini... Osmanlı Devleti'nin muhteşem Çanakkale Zaferi'ne rağmen, Almanya'nın müttefiki olması hasebiyle mağlup kabul edildiğini ve İngilizlerin ellerini kollarını sallayarak Çanakkale'yi geçtiklerini... Centilmen (!) İngilizlerin, savaşsız girdikleri Çimenlik Kale-si'ndeki bu topun namlusunda yazan "Majeste Sultan Aziz Han" yazı ve tuğrasına tahammül edemeyerek dinamitle patlatıp tahrip ettiklerini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| Yavuz Sultan Selimin fetih ufku Beşer tarihinin görüp görebileceği en büyük cihangirlerinden biri olan Yavuz Sultan Selim'in gerçekleştirmiş olduğu Mısır fethinin, tarihçiler tarafından İstanbul'un fethi kadar önemli kabul edildiğini... Osmanlı'nın bu "yavuz" yiğidinin sekiz seneye sığdırdığı uzun ve yorucu seferler ve baş döndürücü fetihlerden sonra Kahire'den İstanbul'a "halife" unvanıyla dönerken: "Gönül isterdi ki, Afrika'nın kuzeyinden Endülüs'e çıkayım ve sonra Balkanlar üzerinden tekrar İstanbul'a döneyim!" diyerek doyumsuz fetih arzusunu dile getirip, hayatını i'la-yı kelimetullaha vakfetmiş gerçek bir Müslümanın ufkunu ortaya koyduğunu... (Saltanat sevdasından fersah fersah uzak Yavuz Sultan Selim gerçek bir dava adamı, gerçek bir fatihtir. Onun yegane gayesi İslam'ın fetih tuğlarını ulaşabildiği yeryüzünün bütün coğrafyalarına dikmektir. Çaldıran seferi dönüşü serkeşlik yapan yeniçeri ağaları ile yaptığı görüşmede bütün yüreğiyle: "Eğer İslam'ı ihya etmek maksudunuz değilse benim de nefsül emirde saltanata kafa hevesim yoktur." demesi bunun açık göstergesidir.) | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:40 pm | |
| Yavuz Selimin kerameti Evliyaullaha pek yüksek bir hürmet ve bağlılık gösteren Yavuz Sultan Selim Han'ın kendisinin de keramet sahibi Allah'ın has bir kulu olduğunu... Bir gün, Bağdat Beylerbeyi Ferhat Paşa'nın Başdefterdar İskender Çelebi'yi şahsî menfaat ilişkilerinden dolayı olur olmaz koruyup kayırmasından gazaplanıp: "Akıbet görürsün hele Ferhat! Sen şimdi İskender'i koruyup duruyorsun; ama bu korumaktan ne fayda çıkacağını inşallah birbirinize karşı asıldığınız zaman görürsünüz!" dediğini... Gerçekten de aradan seneler geçip de oğlu Kanunî devrinde bu iki şahsın, Selim Han'ın bedduasında belirttiği gibi karşı karşıya idam edildiklerini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| Sultan Ahmed'in takvası 14 yaşında Osmanlı tahtına geçip 27 yaşında "hummâ-i muhrike" denilen bir ateşli hastalıktan dolayı hayata gözlerini yuman Sultan Birinci Ahmed'in (1590-1617), âbid ve zâhid biri olup ceddi Yavuz Selim gibi çok sade giyindiğini... Gece yatarken, uykunun rehavetine iyice dalmamak için kıldan yapılmış kaba bir hırka giydiğini... Dördüncü Muradı sportmenliği Osman Gazi'den Sultan İkinci Abdülhamid'e kadar Osmanlı padişahlarının büyük ekseriyetinin iyi birer sporcu olduğunu... Bunlardan Sultan Dördüncü Murad'ın (I6i2-i640) pehlivan yapılı ve oldukça sportmen bir kişiliğe sahip olup birkaç sahada imparatorluğun rakipsiz şampiyonu olduğu... Geniş omuzlu, iri kemikli, uzun boylu ve son derece kuvvetli bir adam olan Dördüncü Murad'ın savaş aletlerini son derece maharetle kullandığını... 200 okkalık (256.5 kilo) gürzlerle idman yapan bu celadetli Padişah'ın, bir gün Silahtar Musa Paşa'yı kuşağından kavrayıp sağ eliyle havaya kaldırarak Hasoda'da birkaç kez dolaştırıp hiç yor-Sunluk eseri göstermeden yere indirdiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| Düşene vurmak mertlikle bağdaşmaz Avusturya İmparatoru Altıncı Kari'in ölmesi üzerine Avusturya tahtının (tahtın erkek vârisi olmadığından) kızına kaldığını ve bunu fırsat bilen Avrupa devletlerinin Avusturya'ya saldırarak birçok toprağını zaptettiklerini... Bu arada bazı Avrupa devlet krallarının Sultan Birinci Mah-mud'a başvurarak: "Avusturya'dan siz de payınızı almalısınız." diye teklifte bulunduklarında Sultan Mahmud'un: "Düşene vurmak yiğitlik değildir. Mertlikle bağdaşmaz. Biz bir Şey istersek kılıcımızın hakkıyla alırız. Fırsatçılık yapmayız. Tavsiye ederiz ki, siz de bu sevdadan vazgeçiniz ve Avusturya'yı kaderiyle başbaşa bırakınız." cevabını verdiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| İnsana Müslümanca bakış Yirminci Osmanlı Padişahı Sultan ikinci Süleyman'ın (1642-1691) önüne topaca benzeyen demir bir âlet getirip koyduklarında, Sultan'in bunun ne olduğunu sorduğunu ve "Sultanım! bu öyle maharetli bir şeydir ki, düştüğü yerde patlar, orayı berhava eder." cevabını aldığını... Bugünün el bombalarının daha basit bir modeli olan bu âleti getirip önüne koyanlara oldukça öfkelenen Sultan'ın: "Kaldırın bunu! Biz Allah'ın kullarını öldürmeye memur değiliz." diye çok anlamı bir karşılık vererek çıkıştığını... (Bir İslam Devleti olan Devlet-i Aliyye-i Osmaniyye'nin cihad mefkuresie ve fetih anlayışı kuru bir toprak elde etmenin çok ötesinde, Allah (cc) ile varlığın en şereflisi olan insan arasındaki engelleri kaldırmaya yönelikti. İslam'ın bu derunî fetih anlayışından dolayıdır ki onun temsilcileriyle karşılaşanlar, onu öldürmeye gelenler onda dinliyorlardı ve böylece İslam kitlelerin gönüllerine nakşolunuyordu. İslam'ın bu gönül fetihlerinin en güzel delili, İslam'ın yayılış tarihi üzerine çaplı bir araştırmanın yazarı olan Thomas Arnold'un şu itirafıdır: "İslam'ın, en büyük insan kazanım-larını siyasî gücünün en zayıf olduğu zaman ve mekanlarda gerçekleştirmiş olduğuna inananlardanım.") | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| "Bizden sana acı bir azap dokuna" Fatih Sultan Mehmed Han oğlu İkinci Bâyezıd haber alır ki, Venedik Doç'u Guglielmo Menteferlo, sarayının tören salonunun duvanna, Müslümanlar ve Türkler'e ve dahi Osmanlılar'a hakaret eden bir resim yapürtmış, üstelik o cüce haddini bilmeden bir de yazılar ilâve etmiştir. Misafirlerini bu salonda ağırlarken, "Feth-i Mübin" sahibinin Avrupalının alnına hakk ettiği mührü umursamayan, küstah bir gururu soluklanır gibidir. Hünkâr, Veziriazam Hersek-zâde Ahmed Paşa'yı çağırtır huzuruna ve fazla konuşmadan nâme-i hümayununu yazdınr. Bir gök gürültüsünden farksız olan bu mektubun bugünkü dilimizde anlamı şöyledir: "Malûmum oldu ki sarayının duvanna hakkımızda bazı herzeler yazdırmışsın. Aramızdaki anlaşmaya riayet bir tarafa, hükümdarların en kudretlisi olan bana nezaketini de ihmal ermişsin. Ol sebepten bu nâmemi getiren çavuşum emanetimi sana verdikten geru, hemen o an ve kendisinin gözü önünde bu duvarı yıktıracaksın! Şayet ola ki ihmalin görüle, bilesin ki bizden sana acı bir azap dokuna!.." Venedik tarihleri anlatır ki, bu mektubun alındığı an duvarcılar çağırılır, resimler kazındıktan ve yazılar silindikten sonra, duvar elçimizin gözleri önünde yıkılır. Ya sonrası?.. Sonrasını, Venedikli bir rahip olan Firenzeli Giovanni Sereno hatıratında şöyle anlatır: "Türk elçisi Doç'a dönerek: -Oldu inşallahü teâlâ. Bundan sonra benzer bir densizlik yapmayacağını hükümdanm sultanıma anlatacağım, dedi. Sonra ne Doç'u, ne de salonu dolduran Senato azalarını selamlamaya hacet görmeden çıkıp gitti." | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| "Biz buraları kılıçla aldık" Osmanlı Devleti ile ona komşu yabancı bir devletin sınırlarını tesbit etmek için iki tarafın diplomatlarından oluşan bir komisyon kurulduğunu... Çalışmalar sırasında yabancı memurların Osmanlı Devleti'nin sınırlarını gösteren bir harita istemeleri üzerine kendilerine "Yoktur!" cevabının verildiğini... Yabancı devlet temsilcisinin: "Neden ihmal ettiniz, niçin unuttunuz?" diye sorması üzerine diplomatımızın: "Biz buraları ölçüyle almadık, kılıçla aldık!" diye cevap verdiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| Tarihten korkmak Sultan İkinci Abdülhamid Han'ın Sadrazamlarından "Şapur Çelebi" diye bilinen Said Paşa'nın son derece titiz, kimseye emniyet edemez yaratılışta bir insan olduğunu... Makamına gelen evrakları satır satır dikkatlice inceleyip meselenin bütününe vâkıf olduktan sonra gereğini yerine getirdiğini... Bir gün arkadaşlarından birinin bu titizliğinin sebebini öğrenmek için: "Paşa! Padişah'tan korktuğun için mi bu kadar titizleniyorsun?" diye sorduğunda Said Paşa'nın günümüz devlet adamlarına örnek olacak şekilde: "Hayır, azizim! Padişah'tan değil, tarihten korktuğum için!" diye mukabele ettiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:41 pm | |
| "İki yüz elli senedir seni bekliyoruz" Dışişleri eski Bakanlarımızdan İhsan Sabri Çağlayangil, resmî bir Cezayir ziyareti sırasında Devlet Başkanı Huari Bumedyen'in teklifi üzerine, halkının yüzde 25'i Türk olan Telemsan'ı da ziyaret eder. Ziyaret intibalarıni Çağlayangil'-den dinleyelim: "Genç bir vali, bizi karşıladı. Belediyeye gittik. Yüksekçe bir yerde oturuyoruz. Bir aralık vali kulağıma eğildi: 'Öldü zannettiğim ne kadar insan varsa hepsini burada görüyorum! Bunların içinde benim kayınpederim de var; iki buçuk senedir sokağa çıkmıyordu.' dedi. Dipte oturan yaşlıca bir zat, salonun ortasına kadar ilerledi, karşımızda heykel gibi durdu. Basit bir Türkçeyle: 'Vezir Hazretleri!.. Sen neredeydin? İki yüz elli senedir seni bekliyoruz!' dedi. İşte, insanın yüreğine oturan bir sitem daha!.." | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| iyiliğe kapalı gözler Mısırlı Prens Mustafa Fazıl Paşa'nın, bir gün Sultan Abdülaziz'in yanında, Sadrazam Keçecizâde Fuat Paşa'yı çekiştirip, onun icraatları aleyhinde konuştuğunu... Hazır cevaplılığı ile tanınan Fuat Paşa'nın bu dedikoduyu duyması üzerine Sultan Aziz'e: "Cenab-ı Hak herkese iki göz ihsan etmiştir- Birisi iyiliği, diğeri fenalığı görmek içindir. Paşa kulunuzun iyiliği görmeye mahsus gözü kapalı olduğundan (Prens'in bir gözü takma idi) tek gözü daima fena şeyleri görür." dediğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| "Allah memlekete hayır versin" 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında Yassıada'da yargılanıp idamına karar verilen dönemin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zor-'u'nun, asılmaya giderken Kur'an-ı Kerim okuyan hocanın yanlışını Çıkardığını... Başı dik bir biçimde mertçe ipe giden Zorlu'nun dudaklarından: "Allah, memlekete hayır versin." sözünün döküldüğünü... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| İngilizlerin gizli kulakları İngiliz gizli servisinin Lozan Konferansı görüşmeleri sırasında Türk heyetinin Ankara ile yaptığı görüşmeleri telgraf hattına sızarak dinlediğini... Lozan'da İsmet İnönü ve arkadaşlarının Ankara ile yaptıkları bütün haberleşmeyi dinleyen İngiliz istihbaratının, görüşmelerdeki İngiliz heyetine, İnönü'nün Ankara'dan aldığı talimatları masaya oturmadan önce aktararak bu avantajını müzakerelerde | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| Sorumluluğun ağırlığını hissetmek Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde adaların ve özellikle Trablusgarp'ın kaybedilmesinin devleti yönetenlerde şok tesiri yaptığını... Kabineyi toplayan Sadrazam İbrahim Paşa'nın: "Eski zamanlarda benim vaziyetime düşen vezirlerin kafalarını padişahlar, binek taşında kestirirlerdi." diyerek istifa ettiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| Hukukun üstünlüğü Sultan Üçüncü Mustafa'nın (1757-1774), Mora İhtilâli'nin bastırılmasında büyük hizmet eden, ulemadan Müderris Osman Efendi'yi iki rütbe birden yükseltip mükâfatlandırmak istediğini... Buna karşılık Şeyhülislâm Mirzâde Said Efendi'nin, iki rütbe yükseltmenin "kanunî olmadığını" söyleyerek bu Padişah iradesine itiraz ettiğini... Sultan Mustafa'nın, iradesini tekrar etmesine rağmen Şeyhülislâm'in hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle karşı koymayı sürdürdüğünü... Padişah'ın, bunun üzerine Osman Efendi'yi ilmiye sınıfından çıkartıp mülkiye sınıfına alarak mükâfatlandırabildiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| Toplattırılan kitap Diyanet İşleri Başkanı Ahmet Hamdi Akseki'nin hazırlamış olduğu "Hz. Muhammed'in (sav) Hayatı" ile ilgili bir kitabın 1943 yılında yayınlanmasının hemen ardından "... Memleket dahilinde dinî neşriyat yapılarak dinî bir atmosfer meydana getirilmesine..." taraftar olunduğu gerekçesiyle kitabın İçişleri Bakanlığı tarafından toplattırıldığını... (Bir dönemi anlamamıza ışık tutan bu örnek hadise, tek parti yönetiminin Müslümanların dinlerini öğrenme ve öğretmelerine nasıl baktığını bütün açıklığıyla ortaya koyması açısından ibretliktir.) | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:42 pm | |
| Hâlâ unutulmayan Osmanlı Millî Eğitim eski Bakanlarımızdan Ali Naili Erdem'in, 1975 yılında Estergon Kalesi'ni gezerken orada çalışan bir ressamın, Edem'in Türk olduğunu öğrenmesi üzerine büyük bir saygıyla ayağa kalkıp heyecanla: "Türk, çok büyük bir şeydir. Çok büyük!.. Keşke Estergon'dan gitrneseydiniz de Macaristan'da hâlâ adalet hüküm sürüyor olsay-dı!" dediğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:43 pm | |
| Osmanlı hoşgörüsü Osmanlı Kerim Devleti'nin, Hıristiyanlar tarafından zulme maruz kalarak sığınacak hiçbir yer bulamayan İspanyol Yahudilerini engin bir merhamet anlayışıyla topraklarına kabul ettiğini... Sokullu Mehmet Paşa'nın, Endülüs göçmenlerinin korunması için vilâyetlere yazdığı hükümlerde: "Fukara, üç yıl tamam oluncaya dek cem'i tekaliften (vergi) muaf olur. Üç yıl tamam olup her biri birer yere yerleşib, oturuşub birer mikdar kuvvet ve kudrete gelinceye dek himaye olunup, min-ba'd üç yıl temam olduk da sair reaya gibi lâzım olan tekalif ve gayri hukuk ve rüsum ne ise o mahalde cari olan kanun üzre olunub, şer ü kaanuna ve emr-i hümayuna taaddî ettürmeyesin." diyerek göçmen Yahudilere sahip çıkıp kolaylık gösterdiğini... (İspanya ve Portekiz'den kovulan bu Museviler, asırlar boyunca İslam'ın engin hoşgörüsüyle Osmanlı topraklarında huzur içinde gcamışlarclır. Halbuki aynı Yahudiler, daha düne kadar Atina'da Hazreti İsa'nın doğum günü yortusunda sokaklarda gezmeye cesaret bile edemezlerdi. İşte bundan dolayı 16. asırda yaşamış bir Portekizli Yahudi olan Samuel Usque, yazdığı "İsrail Musibetlerinin Tesellisi" isimli kitabında, Avrupa'da Yahudilere olan Hıristiyan zulmü karşısında Türklerin onlara açılan kapılarını, Firavun tehlikesine karşı Kızıl Deniz'in bir mucizeyle Yahudilere açılışına benzer bir kapı olarak değerlendirmiştir. Ama gelin görün ki aynı Yahudilerin torunları bugün herşeyi unutmuşcasına Filistin'de masum insanları katletmeye devam etmektedirler.) | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:43 pm | |
| "Siz Müslüman mısınız?" Değişik hükümetlerde uzun yıllar bakanlık yapmış değerli devlet adamı Ali Coşkun Bey anlatıyor: Rahmetli Turgut Özal'ın Başbakanlığı zamanında ben de TOBB başkanıydım. Heyet halinde Mısır'a gitmiştik. Heyete ben başkanlık yapıyordum. Mısır Başbakanı, bir akşam şerefimize yemek verdiler. Oturduğum iki numaralı protokol masasında sağımda Mısırlı parlamenterlerin birinin eşi vardı. Başbakanların yemeğe başladığını görünce ben de besmele çekerek yemeğe başladım. Mısırlı parlamenterin eşi besmelemi duyunca küçük bir çığlık attı. ingilizce olarak hayretler içinde: "Siz Bismillah dediniz!" dedi. Ben gayet sakin: "Neden demiyeyim? Müslümanlar her işe olduğu gibi, yemek yemeğe de besmele ile başlarlar." "Aaa!" dedi. "Türkler Müslüman mı?" "Tabii Müslümanız. Türkiye'deki halkın yüzde 99.8'i Müsl-ümandır. Bu oran Mısır'da bildiğiniz gibi yüzde 53'dür. Türkiye'de Müslümanlık çok disiplinli bir şekilde uygulanır." dedim. Bu cevabıma daha da şaşırdı. "Siz Cumhuriyet'le birlikte lâik oldunuz. İslam dininden çıktınız." dedi. Bu sözlere fevkalâde üzüldüm. Bir şey söyleyemeden yemeğe devam ettim. Fakat canım çok sıkılmıştı. Suskunluk sürerken hanımefendinin sesi ile irkildim. Bana dönmüş: "Müslümansanız Kur'an'dan bir sûre okuyun." diyordu. O hâlet-i ruhiye içinde başından sonuna kadar bir sûre okudum. Sûre bittiğinde hanımefendi sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Bu hadiseyi hiç unutamıyorum. | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:43 pm | |
| Şanlı Türkün şeref kitabesi Anadolu'yu Türkmen fetihlerine açan 1071 yılındaki Malazgirt zaferimizin bu muhteşem kahramanı Sultan Alp Arslan'ın 1072'de vefat ettiğini ve Merv şehrindeki türbe kitabesinde oldukça ibretli bir şekilde: "Ey Alp Arslan'ın göklere yükselmiş olan şan ve şerefini görmüş olanlar, şimdi Merv'e gelin de onun nasıl toz toprak olduğunu görün." yazdığını... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:43 pm | |
| Osmanlı askerinin özelliği 1897 yılında yapılan Osmanlı-Yunan Savaşı'nı yakından izleyen Daily Mail gazetesi muhabiri M. Stones'un Osmanlı askerine hayran kaldığını... Bu gazetecinin, 11 Haziran'da gazetesine gönderdiği bir makalede: "Türkler dünyanın en iyi askerlerine maliktirler. Türk askeri, güçlüklere ve zorluklara dayanıklı, korkunun ne olduğunu bilmez derecede kahraman, cesur ve son derecede itaatkârdır. Subayına uslu bir çocuk gibi itaat eder. İki tarafı fırıncı dükkânları ile dolu bir sokaktan geçerken, subayı 'dokunma' derse açlıktan ölür de yine itaat eder..." diye yazarak hayranlığını ifade ettiğini... | |
|
| |
PaTRoN Admin
Mesaj Sayısı : 656 Rep : 3 Kayıt tarihi : 15/09/09 Yaş : 33 Nerden : Trabzon
| Konu: Geri: Bunları Biliyormuydunuz? Çarş. Eyl. 16, 2009 6:43 pm | |
| Mehmetçiğin vazife şuuru Hâmidiye kahramanı Rauf Orbay, bir korsan akınında Ha-midiye zırhlısıyla Akdeniz'in cennet köşelerinden biri olan Ke-kova'ya girer... Tepede de bir küçük kule vardır. Rauf Bey, orada bir manga askerin bulunduğunu öğrenince, haber gönderir. "Gelsinler, gemideki hemşehrileriyle görüşüp yarı-sıla yapsınlar." diye... Nitekim birkaç saat sonra beş-on Mehmetçik gelir. Bir tanesi Rauf Bey'in karşısında patayı çakar. Uzanan elinde senelerce saklandığı belli bir sigara paketi vardır: -Çavuşun selâmı var, sana bu çoban armağanını gönderdi... Rauf Bey sorar: -Kendisi niye gelmedi? -Devlet bu kuleyi teslim etti, geri teslim almadan ben bu kuleden ayrılmam. Siz gidin benim de kumandan Paşa'nın ellerinden öptüğümü söyleyin, dedi Paşam. | |
|
| |
| Bunları Biliyormuydunuz? | |
|