Metal Fırtına Serisi Reupload :Eticon30.04.2009
Metal Fırtına ''Savunma Bakanı Donald Rumsfeld, Başkan'ın odasından içeri girdi.
Telaşlıydı ve Başkan ile konuşması gerekiyordu. Derken kapıda
Genelkurmay Başkanı Howard Strike göründü, yüzünde karanlık bir ifade
vardı. ''Sayın Başkan,' dedi 'şu an itibariyle Metal Fırtına harekatı
başlamış bulunuyor.''
''İstanbul'a büyük hava saldırısı başladı. Henüz resmi açıklama
yapılmadı ancak İstanbul, tarihinin en ağır hava saldırısı ile mücadele
etmeye çalışıyor. Operasyonun ne kadar süreceği belli değil. Dört
saattir aralıksız süren bombardıman nedeniyle şehirde su kesildi,
trafik tamamen durdu. Körüler ve yollar hasarlı, çok sayıda sivil kayıp
olduğu belirtiliyor.''
''Hedef bölgesinde siviller var. Çok kalabalıklar, ateş etmek mümkün değil.''
''Hedef vurulsun.''
''Onaylayın, siviller hedefte...'' Pilotun sesindeki heyecan açıkça belli oluyordu.
''Hedef vurulsun,'' dedi, idare subayı. Sesi tok ve duygusuzdu.
Metal Fırtına - Kayıp Naaş Tarih 27 Mayıs 2007. Anıtkabir, ABD tarafından bombalanmış, Atatürk'ün naaşı ortadan kaybolmuştur.
Devlete bağlı gizli bir teşkilatta (Gri Takım) çalışan Türk ajanı Gökhan Birdağ'ın görevi ise kayıp naaşı bulmaktır.
Komutan Kurt'un anlattıkları Gökhan'ı yeni bir hedefe yöneltir. Kayıp
Naaş Operasyonu'nun ardındaki şeytani planı öğrenen Gökhan, Ortadoğu'ya
gidip çıban başı olan İsrail'i vuracaktır. Üç büyük dinin merkezi,
kutsal şehir Kudüs, tarihin en kanlı, en acımasız hesaplaşmalarından
birine tanık olacaktır.
Metal Fırtına - Kurtuluş "Metal Fırtına" devam ediyor!
Türkiye hızla toparlanırken ateş bu defa kutsal topraklarda...
Amerikan yönetimine el koyan gizli bir grup, kimsenin beklemediği bir anda yeniden harekete geçiyor.
[center]Savaş, çöllerde devam ediyor...
Türk, Amerikan ve Rus politikacılar zamana karşı yarışıyor.
Türk ordusu yine iş başında...
Abdullah Gül ve bürokratları kaçıranların amacı ne?
Gri takım, perde arkasındaki güçlerle karşı karşıya.
Ortadoğu'ya nihai barışı getirmek isteyen Türkiye bunu başabilecek mi?
Metal Fırtına - 3.Dünya Savaşı Yıl 2010... "Medeniyetler Çatışması" patlak verdi. Doğu ve Batı'nın
nihai savaşı bütün şiddetiyle başladı. Dünya tarihinin kanlı ve acı
dolu sayfalarına yenileri ekleniyor.Daha önce kimsenin hayal bile
edemediği kitlesel ölüm silahları harekete geçiriliyor...Türk ordusu
savaşa katılıyor,Türk savaşçı timi, yok olma eşiğindeki dünya için son
umut!Burak Turna, Üçüncü Dünya Savaşı'nda yine heyecanın doruk
noktasına ulaştığı bi kurguyla şiddeti ve gerçeği bir araya getiriyor.
Metal Fırtına - Nükleer Darbe Güç onu kendi çıkarları uğruna pervasızca kullanan liderlerin elinde ne hale gelir?
Dünya
yönetimini ele geçirmek için nükleer savaş planlayan güçler, planlarını
uygulamaya koyuyor... Türk ordusu ve Rus ordusu; Avrupa ordularına,
kendi topraklarında ağır kayıp verdiriyor... Çin, Amerikan
topraklarının bir bölümünü işgal ederek, tarihte bir ilke imza
atıyor... Dünyanın süper güçleri, Akdeniz sularında birbirine giriyor
ve nükleer silahlar ateşlenmek üzere silolarından çıkıyor... Dünyayı
yönetmek isteyenlerin 'Nükleer Darbe' planı böylece uygulamaya
koyuluyor... Peki Türk özel askeri timi 'Bölüm 18' bu korkunç planı
engelleyebilecek mi?
Yazdığı romanlarla dünya gündemine oturan Burak Turna bu kez nükleer
silahlara sahip olan ülkelerin bu silahın dünya ülkeleri arasında
yayılmasını engellerken, nükleer silahları kullanarak kendi halklarını
da baskı altında tuttuklarına işaret ediyor ve Batı ordularının, Doğu
orduları karşısında 'başarılı olamayabileceği tezini' işliyor.
Nükleer Darbe belki de yakın gelecekte yaşanacakların bir özetini sunuyor.
Metal Fırtına - Kızıl Kurt Gökhan merdivende uzaklaşan koşar adım sesleri duydu. Adamlardan biri
yukarı çıkıyordu. Artık zaman kaybedemezdi. Belindeki el bombasını
hızla çıkarıp pimini çekti. Biraz bekledikten sonra bombayı içeri
yuvarladı ve duvara neredeyse yapışık halde odanın diğer ueuna doğru
koştu. Bomba hemen patlamış, Gökhan da sarsıntıdan kurtulmak için yere
yatmıştı. Yattığı yerden göz açıp kapayıncaya kadar kalktı ve geri,
kapıya koştu. Kapıdan çıktığında göz gözü görmüyordu. Dumanlar arasında
ancak siluetler şeklinde gördüğü bedenlere neredeyse rastgele ateş
etmeye başladı. Birkaç saniye sonra, yerde ilk cesetle beraber üç
tanesinin daha yattığını gördü, hiçbiri tanınacak halde değildi.
Alıntı