Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 HİSARCILAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PaTRoN
Admin
Admin
PaTRoN


Mesaj Sayısı : 656
Rep : 3
Kayıt tarihi : 15/09/09
Yaş : 33
Nerden Nerden : Trabzon

HİSARCILAR Empty
MesajKonu: HİSARCILAR   HİSARCILAR EmptyPerş. Eyl. 17, 2009 11:59 am

HİSARCILAR
Hisar,yeni'yi ve yeniliği Batı'da
özellikle Fransa'da ortaya çıkan birtakım şekil ve dünya görüşlerinin
taklidinde,( zaman zaman da olduğu gibi aktarılmasında)arayan tutuma
karşıdır."kendine dönüş" ve"özünü arayış" ifade eden şiirden yanadır
Kültür ve sanat gelenekleri kök salmış ve çok yayılmış olan Batı'daki
yenilikler zaten her ülkeye ait sanatların tabii verimi ve
devamıdır.mesalaFransa,İngiltere,Almanya,İtalta,Norveç vs.deki yerli ve
klasik değerlerin taze hamlelerle gelişmesidir.
Türkiye'de ise
yenilik,öz kültür ve medeniyetimizden hatta toplumumuzdan kopmak onu
hor görmek gibi sapmalar biçiminde anlaşılmaktadır.HİSAR bir bakıma
sanat çevrelerini tedirgin etmeye başlayan köksüzlükleri önlemek dilek
ve arzusu ile yayımlanmıştır,
Hisarcılar,derginin ilk sayısında
yayımlananacak bir bildiriyle "neler yapacaklarını açıklamak" yerine
,zaman içerisinde "neler yapacaklarını gösterme" nin daha doğru
olacagına inanmıslardır.26 Aralık 1966'da Ankara Radyosu'nca hazırlanan
bir programda derginin sanat anlayısını ve belli başlı ilkelerini
ortaya koyan açıklama,derginin kuruluşundan 17 yıl sonra
yapılır.Hisar'ın kurulusunun,sorunlarının, dil anlayışının ve sanat
ilkelerinin tanıtıldıgı programa dergiyi temsilen Munis Faik
Ozansoy,Mehmet Çınarlı,İlhan Geçer,Mustafa Necati Karaer,Gültekin
Samanoğlu ve Nevzat Yalçın katılmıslardır.
"Radyoda Hsar Saati"
programında açıklanan bu ilkeler daha sonra Hisar dergisinin 113. ve
114. sayılarında da topluluğun bir tür gecikmiş bildirisi olarak
yayımlanmıstır.
1.SANATÇI BAĞIMSIZOLMALIDIR,çünkü bir doktrine
angaje olmak sanata ihanettir.Kisinin hayatına belli bir açıdan bakmak,
onu insan yapan, yücelten duygu ve düsünce çeşitliliğini yok etmek,onun
bin bir değer veya kusurundan bir tekine saplanıp kalmak
demektir.Sanattan beklenen ise bunu tam zıttına insanın iç zanginlini
yaşatmak olabilir.Sanat insanın yanlız nasıl oldugunu değil nasıl
olabılecegini yani dar bakışla anlaşılmayan güçlerini de anlatarak
kişiye ve topluma yeni özler katmalıdır.Buna"sosyal gerceklik"
dedikleri sığ realizmle ulaşılmaz.
2.MİLLİ OLMAYAN SANATIN
SINIRLARIMIZI AŞACAĞI DÜSÜNÜLEMEZ.Her edebiyatın milli şekilleri
vegörüşleri vardır.Yenilik bunların geliştirilmesidir,bir baska milli
şekil veya görüşün aktarılması değildir.Yoksa sanat da, sanatçı da
toplumdan koparak kendi insanımızdan uzaklaşmış olur.
3.SANATÇININ
DİLİ YAŞAYAN DİLDİR.Çünkü sanaçı diliyle vardı ve halka onunla
seslenir.Servet-i fünun ve Fecr-i Ati bu hakikatı umursamadıkları için,
üstün şair ve yazarlarına rağmen hiç yokmuş gibi
unutuldular.Uydurdukları dil eserlerinin kefeni oldu.Bugün "öztürkçe"
denilen dil ırkçılığı da Türk dil ve edebiyatına sonsuz kayıplar
verdiriyor.Zaten yeryüzünde hiçbir dil "arı" değildir.Yanlız birkaç yüz
kelimesi olan küçücük ve çok geri kabileler"arı dil" kullanırlar.Hisar
,dilin sadeleşmesini candan istemekte,buna çalışmakta ve işte bundan
dolayı"tasfiyecilere"e karşı çıkmaktadır.Halkın kullandığı,benimsediği
Türk hançeresine göre düzelttiği kelimelerimizi Arapça ve Farsça diye
öldürmek barbarlıktır, çünkü kelime ile birlkte binlerce mısra,atasözü
tekerleme ve cümle de ölüp gidecektir.Dil tasfiyeciliği ister istemez
Türk kültür ve edebiyatını yok etmeye doğrulmuş bir kasıt manzarası
göstermektedir.
Bu ilkeyle ilgili olarak Hisarcıların,özelliklede
Birinci Yeni ve ikinci Yeni sanatçılarına yönelttikleri eleştiriler
şöyle sıralanabilir;Ağza alınmayacak kadar kaba ve çirkin kelimeleri
bol bol kullanmak,dil akışına uymadan uydurma kelimeleri inatla ve
ısrarla kullanmak,büyük harf küçük harf kurallarını bosvermek,
noktalama işaretlerini kaldırmak,cümle tekniğine kulak asmamak.
4.SANATTA YENİLİK ASILDIR.Ne var ki, bu yenilik arayısı eskinin ret ve
inkarı şeklinde yorumlanmamalıdır.Dünden kuvvet alalrak yarın da kolay
kolay eskimeyecek bir yenilik anlayışı ilke edınmiş,mutlaka serbest
şekilli şiir yazmak,şiiri nesre ve hikayeye yaklastırmak,heceyi ve
aruzu ölü vezinler olarak görmek gibi ısrarcı yaklasımların doğru
olmadığı savunulmuştur.
Toplumcu Gerçekçi,Garip ve ikinci Yeni gibi
şiir hareketlerini de açlığı ve sefalet dile getirdikleri,gençliğin
şehevi arzuları kamçıladıkları,amaçlı olarak aile ve diğer toplumsal
kurumları hiçe saydıkları idiaalarıyla eleştirmişlerdir.
Hisarcılar,Türk şiirinde görülen yenilik hareketlerinde sanatçıların
"dil, şekil ve konu" karşısındaki tutumlarını belirleyen iki kutup
oldugunu savunurlar.Bu kutuplardan birini, her farklılaşma ve değişmeyi
şiirde yenilik sayanlar olustururken;diğerini de -tek başına
kendilerinin temsil ettiğine inandıkları- bu görüşün aksini iddia
edenler oluşturmaktadırlar.
Hisarcılara göre şiir dilinde yenilik,
şiiri ölü kelimelerden ve terkiplerden kurtarıp sadeleştirmekle,dili
basitliğe düşürmeden yaşayan halk diline göre geliştirmekle
mümkündür.Uygarlığın ve kültür seviyesinin bir bakıma ölçüsü olarak
gördükleri dili kısırlaştırmamak gerektiğine inanmışlar;ancak masa
başında kelime uydurulmasına da karşı çıkmışlardır. Yabancı dillerdern
alındığı artık fark edilmeyen ve türkçe karşılığı olmayan keilmelerin
çekinilmeden kullanılması gerektiğini savunmuşlardır.
Bu gruptaki
şairler;vezin konusunda bir dayatmaya karşı olmuşlar,şiir olarak
kalabildiği müddetçe aruzu da heceyi de serberst şekilli şiiri de kabul
ettiklerini belirtmişlerdir.Şiirin şekil özellikleri yönüyle,aruzdave
hece de alışılmış kalıpların çerçevesinden kurtulup yeni söyleşilere
ulaşılmasını hedefleyen Hisarcılar,muhteva özelliklerin yönüyle
de,şiirin konusunun sınırlandırılmayacağını,şiir feda edilmemek
şartıyla her konunun işlenebileceğini savunmuşlardır,Zira sanatın her
şeyden önce bir hürriyet meselesi olduğunu,ancak,dünyanın hiçbir
yerinde ve hiçbir zaman mutlak hürriyet rüzgarlarının esmedığini
belirterek."hürriyet perdesi arkasında oynana maksatlı oyunlara pabuç
bırakmayacaklarını" da her fırsatta dile getirmişlerdir.
Hisarcılar,gecikmeli olarak ilan ettikleri bu ilkelere otuz yıllık
yayın hayatı boyunca sıkı sıkıya bağlı kalmışlar ve kendilerini,diğer
topluluklara karşı(toplumcu gercekcıler,birinci ve ikinci
yeniciler,maviciler)Türk şiirini ve dilini koruyan yegane "kale"olarak
görmüşlerdir.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://myforumm.net.tc
 
HİSARCILAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğitim & Kültür :: Forum Kütüphanesi :: Edebiyat-Türkçe-
Buraya geçin: