Paradiz Admin
Mesaj Sayısı : 38 Rep : 0 Kayıt tarihi : 21/09/09 Nerden : Masamın Başından :)
| Konu: Edirne C.tesi Şub. 27, 2010 9:49 am | |
| Bu bölümde; en eski çağlardan günümüze değin zengin geçmişiyle göz dolduran, bu yönüyle de dünyanın sayılı kentlerinden olan Edirne'nin Tarihi anlatılmaktadır. Tarihöncesi ve İlkçağ'da Edirne Edirne'nin insandan önceki, yani Paleontolojik dönemine ilişkin genç ve yaşlı hortumlara ait buluntular Edirne Müzesi'nin en ilginç köşelerindendir. Günümüzden 5-6 bin yıl öncesine giden Neolitik dönem sonrası Madenler Çağı başlangıcına tarihlendireceğimiz, yazıdan önceki; yani, tarih öncesi (Prehistorya) dönemine ışık tutan ilk kültür buluntularına ise, Edirne'nin 10 km. uzağındaki Avarız Köyü yolu ile Tunca arasında (Çardakaltı mevkiinde) rastlanmıştır. Buradaki buluntular bu alanın bir çeşit köy diye niteleyebileceğimiz yerleşim noktası olduğuna işaret eder niteliktedir. Edirne çevresinde yaklaşık M.Ö. 5300 yıllarına dayandırılan bir başka Neolitik Çağ yerleşim yeri de güneyde Enez'de Hocaçeşme mevkiidir. Kuzeyde Lalapaşa'da ise Edirne çevresini Son Tunç Çağı ile ilk Demir Çağı başlarına ve yaklaşık M.Ö. 1400 - 900 yıllarına götüren kalıntılar, yani Megalitik Anıtlar adı verilen ve yörede Dolmen veya Kapaklıkaya ve Menhir (Dikilitaş) denilen büyük mezarlar bulunur. Edirne sınırları içinde çok sayıda Tümülüs görülebilir. (Tümülüs; bir mezar odasını örten toprak yığınıdır.) İlk Çağ'da Edirne'nin bugünkü yerinde ise bir Trak Köyü'nün bulunduğu ve adının Orestia (veya Orestias) olduğu kabul edilmektedir. Orestia'yı kuranların Traklar'ın en büyük kolu Odrisler olduğu bilinir.
M.Ö. 1400 - 1200 yılları arasında bu bölgede Akhalar yaşamıştır. M.Ö. V. yüzyıl ortalarına kadar Perslerin hakimiyetinde kalmıştır. M.Ö. IV. Yüzyılda Makedonya Kralı II.Filip tarafından Makedonya'ya katılmıştır. Orestia M.Ö. 280'de Galatlar, M.Ö. 168'de de Romalılar'ın nüfuzu altına girmiştir. Edirnenin Tarihi Mekanları
Edirne İstanbul ve Bursa’dan sonra târihî eser zenginliği bakımından üçüncü ilimizdir.Geçirdiği iki büyük yangınzelzele ve dört istilâ ile eserlerin çoğu kaybolmasına rağmen müze şehir olma özelliğini korumaktadır. Önemli târihî eserleri şunlardır:
Selîmiye Câmii: Tek kubbe ile dört minâresi olan câmi Mîmâr Sinân’ın en güzel eseridir. Gerçek bir sanat şâheseridir. Sultan İkinci Selim devrinde 1569’da başlayıp 6 senede yapılmıştır. Mermer işlemeler ve İznik çinileri câmiye ayrı bir güzellik katar. Minâreleri üç şerefelidir. Edirne denilince akla Selîmiye Câmii gelir. (Bkz.Selîmiye Câmii)
Üç Şerefeli Câmi:Fâtih Sultan Mehmed’in babası İkinci SultanMurad tarafından o zamanki Osmanlı Devleti pâyitahtı (başkenti)Edirne’de yapılan câmi 10 senede tamamlanmıştır (1438-1448). Bu câmiye İzmir’in fethinde elde edilen ganîmetten 7 bin kese para harcanmıştır.Mîmârı Kemâleddîn Efendidir. Bursa câmilerinden ayrı bir plânla ortaya çıkmıştır.Câmi iç avlu 18 sütun ve 21 kubbeli revak ile İstanbul BâyezîdCâmiine örnek teşkil eder. Dört minâreden biri burmalı diğeri çubuklu ve baklava dördüncüsü dama gibi satrançlı şekillerdedir. Baklavalı denilen minârenin üç şerefesine giden yollar ayrıdır.
Murâdiye Câmii: İkinci Sultan Murad Varna’da Haçlı ordularını yenince Edirne’ye dönüşte bir şükür ifâdesi olarak bu câmiyi yaptırdı.
Hicrî 839 (M.1435) senesinin 10 Muharrem günü ibâdete açıldı.OrhanBeyin Bursa’da yaptırdığı câmi örnek alınmıştır. Kalemkar işçiliği ve çinileri ile gerçek bir şâheserdir. Çinili ilk minâresi 1572 depreminde yıkılmış ve 1754’te Birinci Mahmud çinisiz bugünkü tek şerefeli minâreyi yaptırmıştır.Câminin iki büyük kubbesinin arasında bulunan kemer kalem işlemeleriyle duvarlar çiçek motifli çinilerle süslüdür.
Eski Câmi: Çelebi SultanMehmed devrinde 1414 yılında yapılmıştır.MîmârıKonyalı Hacı Alâeddîn’dir.Yazılar sanat bakımından çok değerlidir.Hâcı BayramVelî hazretlerinin vaaz verdiği kürsü hâlen durmaktadır. 1748 yangını ve 1752 depreminden zarar görmüş olup Birinci Mahmud tâmir ettirmiştir.Yanındaki bedesten câmiye vakıf olarak yapılmıştır.Osmanlı mîmârisinin bütün özelliklerini taşır.
Şah Melek Câmii: 1429 da Şah MelekPaşa tarafından yaptırılan tek kubbeli ve tek minâreli bir câmidir. Çinileri fevkalâdedir.
İkinci Bâyezîd Câmii: Sultanİkinci Bâyezîd tarafından 1488’de Mîmar Hayreddîn’e yaptırılmıştır. Büyük bir câmidir. Dârüşşifâsı vardır. Burada akıl hastaları su sesi psikolojik telkin meşgûliyet ve ilâçla tedâvi edilmiştir.Câminin külliyesi 7 bölümdür.
Beylerbeyi Câmii: Rumeli Beylerbeyi Yûsuf Paşa tarafından yaptırılmıştır. Küçük bir câmidir. İçi kalem süslemeleriyle bezenmiştir.
Defterdar Câmii: 1576’da Defterdar Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır. 1572 depreminde kubbesi yıkılmış ve 1872’de Hacı Rûşen kubbe yerine çatı yaptırmıştır. Sonradan yeniden kubbe yapılmıştır.
Yıldırım Câmii:Edirne’de bulunan en eski câmidir. Yıldırım Bâyezîd 1400 senesinde yaptırmıştır. Dördüncü Haçlı Seferinde yapılan bir katolik kilisesinin temelleri üzerine inşâ edilmiştir. Yanındaki Hasan Çelebi Sebili en eski sebildir. Birinci Murad’ın oğlu Şehzâde Ahmed’in türbesi bu câmi yanındadır. 1878’de Ruslar câminin çinilerini ve mermerlerini sökmüşlerdir. Yanında imâret ve hamam vardır.
Şeyh Çelebi Câmii: Mîmar Sinân’ın eseridir. Minâresi yıldırımla yıkılmıştır. Akustiği ve kubbe süslemeleri çok değerlidir.
Gâzi Mihal Bey Câmii: Gâzi Mihal Bey 1422’de yaptırmıştır. Türbesi de buradadır. İmâret ve şadırvanı vardır.
Süleymâniye Câmii: Kânûnî Sultan Süleymân Hanın vezirlerinden Süleymân Paşa yaptırmıştır.Tunca Nehri kenarındadır.
Ayşe Kadın Câmii: Çelebi Sultan Mehmed’in kızı Ayşe Hâtun yaptırmıştır. Tek kubbeli şirin bir câmidir.
Şûle Çelebi Câmii: 1560 senesinde Şûle Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Kirişhane semtindedir.
Sitti Sultan Câmii: 1482’de Fâtih’in eşi Sitti Sultan yaptırmıştır. Devrin mîmârî özelliklerini aksettirir. Yanında Merzifonlu Kara Mustafa Paşanın sarayı (konağı) bulunuyordu.
Mezitbey Câmii (Yeşil Câmi): Mezitbey isimli bir kahraman yaptırmıştır.Minâresi yeşil çinilerle süslüdür.
Lari Çelebi Câmii: 1514’te Lari Çelebi tarafından yaptırılmıştır. Devrin bütün mîmârî özelliklerini taşır.
Kâdı Bedreddîn Câmii: 1530’da tek kubbeli olarak inşâ edilmiş ve depremlerde zarar görmüştür.
Saatli Medrese: Üç Şerefeli Câminin avlusundadır. On beşinci asırda İkinci Murad Han tarafından yaptırılmıştır.
PeyklerMedresesi: On beşinci asırda Fâtih Sultan Mehmed Han tarafından yaptırılmıştır. İki renkli kapısı çok ilgi çekicidir.
Rüstem Paşa Kervansarayı: 1561’de Sadrâzam RüstemPaşa tarafından MîmarSinân’a yaptırılmıştır.Kâgir ve iki katlı 102 odalı ve geniş salonlu bir kervansaraydır.
Ayşe Kadın Kervansarayı: On yedinci asırda Ekmekçioğlu Ahmed Paşa tarafından yaptırılmıştır.Mîmarları SedefkârMehmedAğa ile Edirneli Hacı Şaban’dır. Tek katlıdır. Mermer işçiliği çok kıymetlidir.
Ali Paşa Çarşısı: 1560’ta Hersekli SemizAli Paşa tarafından Kânûnî Sultan Süleymân’ın Babaeski’de yaptırdığı câmiye vakıf olarak yaptırılmıştır. Mîmar Sinân’ın eseridir. İstanbul’daki Kapalı Çarşıya benzer. 1992 yılında çıkan yangınla kullanılmaz haldedir.
Bedesten: Eski Câmi yanındadır. 1414’te Birinci Murad tarafından yaptırılmıştır.Konyalı Mîmar Hacı Alâeddîn’in eseridir.On sekizinci asra kadar önemli bir alış-veriş merkeziydi. Hâlen kapalı çarşı olarak kullanılır.
Taşhan: Sokullu Mehmed Paşa Mîmar Sinan’a yaptırmıştır.
Darülhadîs: 1435’te İkinci Murad tarafından medrese olarak yapılmıştır. Minâre ilâve edilerek câmi hâline getirilmiştir. BalkanHarbinde Bulgarlar topçu atışı ile minâresini yıktılar. Câminin yanındaki türbelerde İkinci Murad’ın iki oğlu ile Üçüncü Mustafa ile Üçüncü Ahmed’in çocuklarının kabirleri vardır.
Darüttedris: 1574’te Selîmiye Câmii bahçesine İkinci Selim yaptırmıştır.MîmarSinân’ın eseridir. 1935-1971 arasında Arkeoloji Müzesi 1971’den sonra Türk-İslâm eserleri müzesi olmuştur.
Edirne Saray-ı Hümâyunu (Yeni Saray): Osmanlı devrinin Topkapı’dan sonraki en büyük sarayıdır. Tunca Irmağı kenarındadır. On yedinci asırda bu sarayda yaşayan nüfus 10 bin kişi idi.Zamanımıza ancak bir kısmı gelebilmiştir.
Eski Saray (Saray-ı Atik): Birinci Murad tarafından 1367’de yaptırılmıştır. Eski askerlik idâresinin bulunduğu arsada olduğu tahmin ediliyor.
Gâzi Mihal Köprüsü: Şehrin batısında Tunca Nehri üzerindedir. Bizans döneminde yapılan köprüyü 1420’de Gâzi Mihal Bey yeniden yapılırcasına tâmir ettirmiştir. Köprü 766 m uzunlukta 27 gözlü ve üç bölümlüdür. 1544’te Kânûnî Sultan Süleymân tarafından ikinci kez tâmir ettirilmiştir.
Saraçhâne Köprüsü: Şehrin kuzeybatısında Tunca Nehri üzerinde 1451’de devlet adamlarındanŞehâbeddîn Paşa tarafından yaptırılmıştır. 120 m uzunlukta 5 m genişlikte 11 ayaklı ve 12 kemerlidir.
Bâyezîd Köprüsü: Bâyezîd külliyesi yakınındadır. 1488’de İkinci Bâyezîd’in MîmârHayreddîn’e yaptırdığı zannedilmektedir.Üç gözlü 34 m boyunda 4.40 m genişliktedir.
Saray Köprüsü: Saray içinde Tunca Nehri üzerindedir. Edirne’den Sarayiçi’ne geçilen tek köprüdür. 60 m uzunluğunda ve dört gözlüdür.
Uzun Köprü: Ergene Nehri üzerinde İkinci Murad Han tarafından yaptırılmıştır. 1392 m uzunlukta 5.5 m genişliktedir. 174 gözlüdür. Sultan İkinci Abdülhamîd Han devrinde tâmir ettirilmiştir. Uzunköprü ilçesi ismini bu köprüden almaktadır.
Tahtakale Hamamı: 1435’te Dârülhadîs Câmiine vakıf olarak Sultan İkinci Murad Han tarafından yaptırılmıştır.Tahtakale Mahallesinde olupEdirne’nin en büyük hamamıdır.
Sokullu Hamamı: Çifte hamam olarak da bilinir. Üç Şerefeli Câminin karşısındadır. Sokullu Mehmed Paşa tarafından Mîmar Sinân’a yaptırılmıştır. On altıncı asır Türk sanatının en önemli örneklerindendir.
Mesîre Yerleri: Edirne topraklarında Meriç Tunca ve Arda ırmaklarının birleştiği ve içinden Ergene Keşan ve birçok çayların aktığı bir yer olması sebebiyle çok güzel mesîre yerleri ve ormanlık bölgeleri vardır.
Söğütlük: İlin güney kesiminde yüksek ağaçlarla kaplı bir alandır. Edirne-Karaağaç karayolu üzerinde ve Meriç Irmağı kıyısındadır.
Sarayiçi: Edirne’ye 12 km uzaklıkta sık ağaçlarla süslü çayırlık ve Tunca Irmağının iki kolu arasında bir yerdir. Kırkpınar güreşleri burada yapılmaktadır.
Karaağaç: Sebze ve meyve bahçeleri ve sinekli içme suyuyla meşhur bir yerdir.
Bülbül Adası: Edirne-Karaağaç yolu üzerinde Tunca ile Meriç ırmakları arasında bulunan bir adadır. Sebze ve meyve bahçeleriyle zengindir. Çok sayıda bülbül vardır. Sabahları bülbül sesleri etrâfı şenlendirir. Sazan ve yayın balıkları da bulunur.
Kaplıcaları: Edirne kaplıca ve içme suyu yönünden zengin değildir. Bilinenleri şunlardır:
Gülbaba Çamuru: Edirne’nin Gülbaba bataklığı romatizma ağrılarına iyi gelir.
Mercan Deresi İçmeleri: Keşan ilçesindedir. Mîde rahatsızlıklarına iyi gelir.EdiRne ! Full Indir, EdiRne ! Full Dinle, EdiRne ! Full Izle ,EdiRne ! Download ,EdiRne ! Yükle ,EdiRne ! Torrent Full, EdiRne ! Free Download ,EdiRne ! ne demek ,EdiRne ! nasil oluyor ,EdiRne !ücretsiz indir ,EdiRne ! fragmani, EdiRne ! Filmi, EdiRne ! Müzik ,EdiRne ! mp3, EdiRne ! Videolari ,EdiRne ! Resimleri, EdiRne ! Dizileri, EdiRne ! Sorun ,EdiRne ! hatasi ,EdiRne !Cözüm nedir, EdiRne ! ne demek ,EdiRne ! nasil ,EdiRne ! Programı ,EdiRne ! Kurulum ,EdiRne ! Yardim EdiRne ! Türkçe indir | |
|