Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


 
AnasayfaAnasayfa  GaleriGaleri  Latest imagesLatest images  Kayıt OlKayıt Ol  Giriş yapGiriş yap  

 

 Vietnam Savaşı

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
PaTRoN
Admin
Admin
PaTRoN


Mesaj Sayısı : 656
Rep : 3
Kayıt tarihi : 15/09/09
Yaş : 33
Nerden Nerden : Trabzon

Vietnam Savaşı Empty
MesajKonu: Vietnam Savaşı   Vietnam Savaşı EmptyPerş. Eyl. 17, 2009 6:39 pm

Vietnam Savaşı Fire6d

Vietnam Savaşı denen ve 1965'de başlayıp 1973 yılı başlarına kadar
sekiz yıl devam eden, Amerika'nın Kuzey Vietnam'la mücadelesi, Amerikan
tarihi bakımından olduğu kadar, savaş sonrası milletlerarası
münasebetlerin gelişmesi açısından son derece enteresan ve mühim bir
hadise teşkil eder.

Vietnam savaşı, bir süper-devlet'in, 17
milyonluk bir küçücük ülkede bataklığa nasıl saplandığının da bir
hikayesidir. Bu, aynı zamanda, ağır tabiat şartlarından iyi yararlanan
bir gerilla taktiğinin, en mükemmel konvansiyonel silahlar karşısındaki
zaferinin de bir ifadesidir.

Nihayet, 1861-1865'den beri, yani
son yüz yıl içerisinde ilk defa, Amerikan halkı, manasız ve amaçsız
bulduğu bu savaş dolayısıyla federal hükümete karşı başkaldırmıştır.
Amerika'nın Vietnam'a bulaşması birdenbire olmamış, yavaş yavaş gelişen
bir politikanın neticesi olarak ortaya çıkmıştır.

1954
Temmuzundaki Cenevre anlaşmaları ile Laos, Kamboçya, Kuzey ve Güney
Vietnam bağımsız devletler olmuşlardı. Yalnız, 17'nci enlemin kuzeyinde
bulunan Kuzey Vietnam'da Ho Chi Minh liderliğinde bir komünist rejim
bulunuyordu. Bu rejimin daha kuzeyinde ise Çin gibi bir komünist dev
vardı. Onun da kuzeyinde, Sovyet Rusya gibi bir komünist süper-devlet
bulunmaktaydı. Meseleye bu açıdan bakınca, Kuzey Vietnam Asya'daki
büyük komünist blokun bir ileri ucu, bir ileri karakolu idi ve bu hali
ile de bütün Hindiçini kıtası için muhtemel bir tehdit ve tehlike idi.

Bu
sebeple Amerika, 1954'den sonra Vietnam'da ve genel olarak Hindiçini'de
Fransa'nın yerine geçti ve Asya komünist bloku ile SEATO üyelerinin
meydana getirdiği anti-komünist güney-doğu Asya arasında bir tampon
teşkil eden Güney Vietnam ile yakından ilgilenmeye başladı.

Güney
Vietnam'da 23 Ekim 1955'de yapılan bir referandumda İmparator Bao Dai
düşürüldü ve Vietnam'ın başına Ngo Dinh Diem geçti. Koyu bir komünist
aleyhtarı olan Diem'i Amerika hemen 26 Ekimde tanıdı ve Diem de ilk
günden itibaren Amerika'ya dayanma yoluna gitti. Diem 8-10 Mayıs
1957'de Amerika'yı ziyaret etti ve yayınlanan ortak demeçte, Çin'in de
adı zikredilerek, bölgede komünizmin yıkıcı faaliyetlerini gittikçe
arttırmakta olduğuna dikkat çekildi.

Diğer taraftan, 1954
Cenevre anlaşmalarına göre, Kuzey ve Güney Vietnam seçimler yoluyla
birleştirilecekti. Seçimler 1956 yılında yapılacaktı. O zamanki genel
kanaat odur ki, eğer 1956 yılında seçimler yapılmış olsaydı, Ho Chi
Minh Güney Vietnam'da da seçimleri kazanabilirdi. Bunu bildiği içindir
ki, Güney Vietnam diktatörü, Katolik ve anti-komünist Diem bu seçimlere
yanaşmadı. Amerika da Diem'i destekledi. Ho Chi Minh 1957 yılına kadar
bekledi. Diem'in seçime yanaşmadığını görünce, Diem hükümetini devirmek
için, Güney Vietnam'daki Viet Cong vasıtasıyla yoğun terörist
faaliyetlerine ve gerilla mücadelelerine girişti.

Viet Cong'un
Güney Vietnam'da yarattığı huzursuzluk o derece ciddi bir hal aldı ki,
Başkan Eisenhower 4 Nisan 1959'da yaptığı bir konuşmada, 12 milyon
nüfuslu Güney Vietnam'ın komünist kontrolü altına düşmesinin, 150
milyonluk bir bölgeyi tehlikeye sokacağını, Amerika için ve "hürriyet
için" yıkıcı bir gelişmeyi başlatacağını, bundan dolayı Amerika'nın
güvenliği ve milli menfaatleri için Güney Vietnam'a ekonomik ve askeri
yardımın yapılması gerektiğini söylüyordu. Amerika'nın Vietnam'a
bulaşması böyle başladı.

Başkan Eisenhower 1960 Kasımında
görevden ayrıldığında ve Kennedy Başkanlık seçimlerini kazandığında,
Amerika'nın Güney Vietnam'da 1000 "askeri danışman"ı bulunuyordu.
Başkan Kennedy 22 Kasım 1963 günü öldürüldüğünde ise, bu danışmanların
sayısı 17.000 olacaktır. Bu arada 70 danışman da öldürülmüştü. Amerika
ilk kayıpları vermeye başlamıştı.

Amerika'nın yeni Başkanı John
F. Kennedy 20 Ocak 1961'de görevine resmen başladığı zaman Viet Cong'un
faaliyetleri ile Güney Vietnam'da durum daha da kötüleşmişti. Bu
sebeple Kennedy, Başkan Yardımcısı Lyndon B. Johnson'ı, durumu yerinde
incelemek üzere; 1961 Mayısında Güney Vietnam'a gönderdi. Johnson ve
Diem arasında yapılan görüşmeler sonunda, 13 Mayıs 1961'de yayınlanan
ortak bildiride, Güney Vietnam'da mevcut olan gerilla savaşı ve
"Komünist İmparatorluğu'nun" "Hür Vietnam"a yaptığı baskı karşısında
alınması gereken tedbirler 8 madde halinde belirtiliyordu ki, bu
tedbirler arasında Amerika'nın askeri yardımı ile uzman yani danışman
yardımı başta geliyordu.

Bu durum karşısında Kennedy iki baskı
arasında kalmıştır. Askerlere göre Güney Vietnam'a Amerikan askeri
gönderilmeliydi. Dışişleri Bakanlığı ise, bunun tehlikeli sonuçlar
doğurabileceğini ve Amerika'yı Vietnam'da Fransa'nın durumuna
düşürebileceği görüşünü ileri sürdü. Başkan Kennedy bu iki görüşün
arasında yer aldı ve Güney Vietnam'daki Amerikan askeri danışmanlarının
sayısını arttırdı.

1963 Kasımında bir suikaste kurban
gittiğinde, danışmanların sayısı 17.000'i bulmuştu. Fakat bu meseleye
çare olmadı. Öte yandan, Güney Vietnam'da Diem'in diktatörlüğü her
geçen gün halk için çekilmez hale gelmeye başlamıştı. Bu sebeple,
siyasi reformlar yapabilecek bir idareyi işbaşına getirmek amacı ile ve
Amerika'nın desteklediği bir darbe ile, Diem 1963 Aralık ayında
iktidardan düşürüldü ve yerine General Duong Van Minh başkanlığında bir
Askeri İhtilal Konseyi geçti.

Kennedy'nin öldürülmesinden sonra,
Anayasa gereği, başkanlığa, Başkan Yardımcısı Johnson geçti. Johnson'la
beraber Amerika'nın Vietnam politikası da yeni bir safhaya girdi. Daha
doğrusu Amerika Vietnam savaşına fiilen bulaştı. Zira, 2 Ağustos 1964
günü Tonkin Körfezinde Amerikan donanmasına ait Maddox destroyeri Viet
Minh (Kuzey Vietnam) gemilerinin saldırısına uğradı. 4 Ağustos günü bu
saldırılar diğer Amerikan gemilerine de yöneldi.

Amerikan
donanması bu saldırıları püskürtmekle ve iki Viet Minh gemisini
batırmakla beraber, hukuken Viet Minh Amerika'ya saldırıda bulunmuş
olmaktaydı. Bu sebeple, Başkan Johnson 5 Ağustos'ta Kongre'ye
gönderdiği mesajda, komünizmin saldırılarına karşı Amerika'nın
kararlılığını göstermesini ve bu saldırılara karşı koymada, asker
kullanma da dahil; Başkana yetki verilmesini istedi. Kongre ise, 10
Ağustosta aldığı ortak kararında, Başkana, Amerikan silahlı
kuvvetlerine karşı vuku bulacak her türlü saldırıyı defetmek ve
Amerika'nın SEATO antlaşması çerçevesi içindeki taahhütlerini yerine
getirmek için, Amerikan askerlerinin kullanılması da dahil, her türlü
tedbiri alma yetkisini verdi.

Karar, Senato'da 2'ye karşı 88 ve
Temsilciler Meclisinde de sıfıra karşı 416 oyla kabul edilmişti.
Amerika'nın bu kararlılığı, Viet Minh'in cesaretini kıracağı yerde,
güneydeki faaliyetlerini daha da arttırdı. Bunun üzerine Başkan Johnson
Kuzey Vietnam'ı müzakere masasına oturtabilmek amacı ile 1965
Şubatından itibaren Kuzey Vietnam'ı bombalatmaya başladı. Maksat, Viet
Minh gerillalarının gücünü kaynağında yok etmekti. Bu sebeple askeri
hedefler bombardıman ediliyordu.

Bu bombardımanlar üç yıl
sürecektir. Fakat bombardımanlar istenen neticeyi vermedi. Zira Ho Chi
Minh, Amerika'nın havadan yaptığı baskıya, karada kendi baskısını
arttırarak cevap verdi. Yani, Güney Vietnam'a sızmalar ve gerilla
faaliyetleri büsbütün arttı. Bu ise Amerika'yı, Vietnam'ı Amerikan
askeri ile savunmaya sevketti. 1965 Mayısında Güney Vietnam'a 80.000
asker gönderildi. Bu sayı giderek artacak ve 600 bine yaklaşacaktır.

Vietnam'a
asker gönderilmesi Amerika'nın kendi içinde büyük çalkantıya sebep
oldu. Zira Amerikan askeri ölmeye başlayınca Amerikan kamu oyunda
tepkiler artmaya başladı. Büyük şehirlerde ve bilhassa üniversitelerde
Vietnam savaşına karşı protesto gösterilerine girişti.

Gençlik
Vietnam savaşının ve orada ölme gereğinin sebebini anlayamıyordu.
Vietnam savaşı, Amerikan kamu oyu için sebebi anlaşılamayan manasız ve
amaçsız bir savaş haline gelmişti. O kadar ki, Amerikan Kongresi de
Başkan Johnson'ın aleyhine bir tutum almaya ve Johnson'ın yanlış
değerlendirme ile kendilerini yanılttığını söylemeye başladı.
Amerika'nın Avrupalı müttefikleri de Amerika'nın Vietnam macerasını
tasvip etmediler.

Batı ittifakı Vietnam'da bir prestij yarası
alırken, öte yandan Amerika kendi müttefiklerine yeteri kadar
danışmadan bir maceraya girmişti ki, bu maceranın sonu Batı Avrupa'yı
da işin içine çekebilirdi. Bu konuda en fazla tepki gösteren de Fransa
oldu. Halbuki Amerika'nın bu savaşı değerlendirmesindeki faktörler
şöyle idi. Amerika Güney-Doğu Asya ile Pasifiği kendi milli
menfaatlerinin ve güvenliğinin hayati bir bölgesi olarak telakki
ediyordu.

II. Dünya Savaşında Japonya ile çatışmaya
sürüklenmesinin sebebi de, Çin'i korumaktan ziyade, Japonya'nın güneye
sarkıp Güney-Doğu Asya ve Pasifiği tehdit etmesiydi. Kuzey Vietnam'a da
bu sefer Çin açısından bakıyor ve Kuzey Vietnam'ı Çin'in bir uzantısı
olarak görüyordu. Bilhassa Çin'in 1959 da Tibet'i işgali ve 1962'de de
Hindistan'a saldırması, 1964'de Çin'in kendi atom bombasını yapması ve
nihayet 1965'de Savunma Bakanı Lin Piao'nun Güney-Doğu Asya'dan söz
etmesi, Amerika'nın bu konudaki endişelerini arttıran gelişmeler
olmuştur.

Bütün bunlardan başka, Vietnam'ın yüzlerce yıl Çin
hakimiyeti altında yaşamış olmasını ve ayrıca, Çin Vietnam'a hakim
olduğu takdirde, bölgede yaşayan geniş Çin azınlıklarını da harekete
geçirebileceğini de unutmamak gerekir. Bununla beraber, Başkan Johnson,
bir yandan Vietnam savaşında tırmanmaya giderken, öte yandan da,
çeşitli kanallardan barış için teşebbüslerini de eksik etmedi. Bu
teşebbüsler 1966-1967'de yoğunlaştı. Bu gelişmelerin neticesi olarak
1968 Mayısında Paris'te Kuzey Vietnam ve Amerika arasında barış
görüşmeleri başladı ve görüşmeler biraz ilerleyince de, Başkan Johnson
31 Ekim 1968 tarihinden itibaren Vietnam'ın bombardımanını durdurdu.

Bu
arada Johnson, 31 Mart 1968'de yaptığı bir konuşmada, Vietnam savaşı
karşısında Amerikalıları birlik ve bütünlüğe davet etti ve bu birlik ve
bütünlüğün korunması için, kendisinin 1968 Kasımındaki başkanlık
seçimlerine adaylığını koymayacağını bildirdi.

1968 Kasımında
yapılan Başkanlık seçimlerini Cumhuriyetçi Partiden Richard Nixon
kazandı. Nixon, 20 Ocak 1969'da Başbakanlık görevine başladığında
Vietnam'da 540.000 Amerikan askeri bulunuyordu ve 31.000 Amerikan
askeri de Vietnam'da ölmüştü. Bu sebeple Nixon ve Dışişleri Bakanı
Henry Kissinger, Vietnam politikasına yeni bir şekil verdiler. Buna
göre, Amerika bir yandan Vietnam'daki askerini yavaş yavaş geriye
çekerken, bir yandan Kuzey Vietnam'ın bombalanması daha da
arttırılacaktı. Bunun da sebebi, Kuzey Vietnam'ı barışa zorlamaktı.
Nitekim, Nixon idaresi bütün bunları yaparken Paris'te devam etmekte
olan barış görüşmelerini de hızlandırmaya çalıştı.

Nixon,
Amerika'yı Vietnam bataklığından çekip çıkarmaya kararlı idi. Bundan
dolayı, 1969 Haziranında 25.000 Amerikan askerini Vietnam'dan çekti.
1971 yılı sonlarında geri çekilen asker sayısı 200.000'i bulacaktır. Bu
arada da, Nixon, 1969 Temmuzunda Pasifik bölgesinde yaptığı bir gezi
sırasında, 25 Temmuzda Guam adasında yaptığı basın toplantısında, Guam
Doktrini veya Nixon Doktrini denen görüşlerini ortaya attı.

"İşbirliği
yolu ile barış" (peace through partnership) prensibine dayanan bu
görüşlere göre, Amerika bundan böyle dünyanın neresinde olursa olsun,
Vietnam örneği savaşlara girmeyip müttefiklerine Amerikan askerini
kullanarak değil, ekonomik ve askeri yardım suretiyle destek olacaktı.

Nixon
Doktrini, bir bakıma, 1957 Ocak tarihli Eisenhower Doktrinin tersi
oluyordu. Çünkü Eisenhower Doktrini Amerikan askerinin kullanılması
esasına dayanmaktaydı. Paris'te sürmekte olan barış görüşmeleri ancak
1973 yılı başında bir neticeye ulaşabildi. Bunda, 1972 yılında
Amerika'nın Çin'le münasebetlerini düzeltmesi ve ayrıca Sovyet Rusya
ile Amerika arasında 1972 Mayısında SALT-İ antlaşmasının imzası büyük
rol oynamıştır. Çünkü, Kuzey Vietnam'ın iki destekçisi olan, hem
Sovyetlerin ve hem de Çin Halk Cumhuriyeti'nin, Amerika'nın Vietnam'da
sıkışık bir durumda bulunduğu bir sırada, bu ülke ile münasebetlerini
yumuşatması, Kuzey Vietnam için müspet bir gelişme değildi.

Ho
Chi Minh, bir yalnızlık ihtimalinden endişe etti. Kaldı ki, Amerikan
bombardımanlarının Kuzey Vietnam'da yaptığı tahribat da öyle kolay
onarılacak cinsten değildi. Ülke gerçekten harap bir duruma girmişti.
Bu faktörler, Ho Chi Minh'i savaşı sona erdirmeye sevketti. Amerika'ya
55.000 Amerikan askerinin ölümüne malolan Vietnam barışı Paris'te 27
Ocak 1973'de imzalandı.

Esas metni 23 maddeden ibaret olan bu
barış ile, 1954 Cenevre anlaşmalarına dönülüyor, yani 17'nci enlem yine
Kuzey ve Güney Vietnam arasında sınır oluyordu. Amerika altmış gün
içinde Vietnam'daki bütün askerini ve malzemesini geri çekecek ve
mevcut üslerini de tasfiye edecekti. Buna mukabil, Kuzey Vietnam da
Güney Vietnam halkının kendi kaderini kendisinin tayin etmesine ve
istediği siyasi rejime kendisinin karar vermesine müdahale etmeyecekti.

Kuzey
ve Güney Vietnam'ın birleştirilmesi, kuvvet ve zor yoluyla değil, iki
tarafın aralarında yapacakları müzakereler, karşılıklı anlaşma ve barış
yoluyla gerçekleştirilecekti. Bundan başka, Kamboçya ve Laos'un
tarafsızlığına ve bağımsızlığına taraflar tam saygı göstereceklerdi.
Nihayet, Kuzey Vietnam ile Amerika arasında meydana gelen bu yeni
münasebet düzeni dolayısıyla, savaş yaralarının sarılmasında ve
kalkınmasında Amerika, Kuzey Vietnam'a yardım edecekti.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://myforumm.net.tc
PaTRoN
Admin
Admin
PaTRoN


Mesaj Sayısı : 656
Rep : 3
Kayıt tarihi : 15/09/09
Yaş : 33
Nerden Nerden : Trabzon

Vietnam Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Vietnam Savaşı   Vietnam Savaşı EmptyPerş. Eyl. 17, 2009 6:39 pm

Amerika, bu barış ile nihayet yakasını
Vietnam'dan kurtarmaya muvaffak olmuştu. Lakin Vietnam meselesi bu
barış ile kapanmadı. Barış ancak 22 ay devam edebildi. Bu sürenin
sonunda Güney Vietnam komünistlerin eline geçti. Amerika, Vietnam'dan
çekildikten sonra, Güney Vietnam'ın yaklaşık 1 milyon kadar askeri,
1.600 uçağı ve 600 tankı vardı. Fakat, Viet Cong gerillalarının
faaliyeti dolayısıyla, bu asker sabit mevkileri savunmakta idi. Saldırı
gücü yoktu.

Diğer taraftan, Vietnam savaşının Amerikan kamu
oyunda uyandırdığı tepki dolayısıyla, barıştan hemen sonra Amerikan
Kongresi de Güney Vietnam'a yapılan yardımları, azaltmaya başladı.
Askeri yardım 1 milyar Dolardan 700 milyona ve ekonomik yardım da 750
milyon Dolardan 425 milyona indirildi. Buna karşılık Güney Vietnam'daki
askeri durum da iyi değildi.

Saygon rejimine karşı savaşan
Vietnam Halk Ordusunun güneyde 200.000 askeri bulunuyordu. Viet Cong
gerillalarının kuvveti de 100.000 civarında idi. Bütün bunlara bir de
Saygon hükümeti içindeki suistimalleri ilave etmek gerekiyordu. Bu
şartlardan yararlanan Kuzey Vietnam 1974 Aralık ayı başlarında
Kamboçya'dan Mekong Nehri deltasından Güney Vietnam'a doğru saldırılara
geçti. Bu saldırıları Kuzeyden ve diğer yerlerden de yapılan bir çok
saldırılar takip etti. Bu saldırılar o kadar çabuk gelişti ki, Güney
Vietnam başlıca birer birer komünistlerin eline geçmeye başladı. Güney
Vietnam ordusu bu saldırılar karşısında çabucak çöktü.

En son 30
Nisan 1975'de başkent Saygon'un komünistlere teslim olması ile, bütün
Vietnam, otuz yıllık bir mücadeleden sonra komünistlerin kontrolü
altına girmiş oluyordu. Bu ise Güney-Doğu Asya bölgesindeki kuvvet
münasebetlerinin yapısında mühim değişiklikler meydana getirerek yeni
bir dönemi açacaktır.


Vietnam Savaşından Sonra
Kuzey
Vietnam'ın Güneyi ele geçirmesi ve bu suretle, II. Dünya Savaşı'ndan
sonra bölünmüş olan bu ülkeyi kendi kontrolu altında birleştirmiş
olması, bir diğer bölünmüş ülkenin kuzeyi olan Kuzey Kore'yi de
harekete geçirdi. Komünist Kuzey Kore'nin lideri Kim II Sung 1975
Nisanında Peking'i ziyaret ederek, Güney Kore'ye karşı girişeceği
hareket için Çin'den destek istedi. Halbuki şimdi Çin'in güney-doğu
Asya gelişmelerine bakışı çok farklı idi ve Çin'in değerlendirmelerinde
Sovyet faktörü ağır basıyordu. Bu sebeple Çin, Kuzey Kore'nin girişmek
istediği teşebbüsü desteklemeye yanaşmadı. Kaldı ki, Kuzey Kore'nin
niyetini sezinleyen Birleşik Amerika, hemen ağırlığını Güney Kore'nin
yanına koydu ve Güney Kore'ye herhangi bir saldırı halinde Amerika'nın
her türlü yardımı yapacağını bildirdi.

Bu durum karşısında, Kim
İİ Sung hevesinden vazgeçmek zorunda kaldı. Kuzey Vietnam'ın Güney
Vietnam'ı işgali, güney-doğu Asya'nın diğer ülkelerinde büyük bir telaş
ve korkuya sebep oldu ve tarafsızlık eğilimlerini kuvvetlendirdi. Bunun
birinci sebebi, gerilla savaşı ve yıkıcı faaliyetlerde Kuzey Vietnam'ın
gerçekten yetenekli olduğunun ortaya çıkması idi. İkincisi ise, Güney
Vietnam'ın teslim olması çok miktarda Amerikan silah ve askeri
malzemesinin komünistlerin eline geçmiş olmasıydı.

O zaman
Amerikan Savunma Bakanlığının tahminlerine göre, 2 milyar Dolarlık
Amerikan silahı komünistlerin eline geçmişti. Gerçekte, Vietnam'ın
hemen yeni bir saldırıya geçecek hali yoktu. Fakat bölge ülkeleri,
belirttiğimiz sebeplerden dolayı, korkuya kapıldılar.

1967'de
kurulan ASEAN (Güney-Doğu Asya Devletleri Birliği- Association of
South-East Asian Nations) üyelerinden Malaysia, Tayland ve Filipinler,
hemen Çin'le diplomatik münasebetler kurdular. Vietnam'a karşı Çin'de
bir denge unsuru arıyorlardı. Zira, biraz aşağıda açıklayacağımız
üzere, Vietnam meselesi Sovyet Rusya ile Çin arasında daha 1975
Mayısından itibaren yeni bir mücadele konusu olduğu gibi, eski adı ile
Kamboçya, fakat 1975'den itibaren yeni adı ile Kampuchea'nın Vietnam
ile arası bozulacak ve Vietnam Sovyet Rusya'ya dayanma yoluna giderken,
Kampuchea da güvenliğini Çin'in kanadının altında bulacaktır.

Diğer
taraftan, Vietnam'ın tepkisini çekmemek için, Malaysia Güney-Doğu
Asya'nın bir "tarafsızlık bölgesi" olmasını teklif ederken, Tayland ve
Filipinler, ülkelerindeki Amerikan askerlerinin çekilmesini istediler.
Bunun neticesi olarak, 24 Eylül 1975'de SEATO dağıtıldı. Bu ülkelerin
içinde en fazla korkuya kapılanı, Laos ve Kamboçya'ya karadan ve
Vietnam'a da denizden komşu olan Tayland idi. Hatta Tayland güney-doğu
Asya'da kurulacak yeni bir gruplaşmaya Kamboçya, Laos ve Vietnam'ı da
katmak gibi bazı tasarıların peşinde oldu ise de bu sırada Hanoi'nin
meseleleri ve tasarıları bambaşka idi.

Mamafih 1975 yılı
sonlarına doğru ortalık sakinleşmeye başlayınca güney-doğu Asya
bölgesinin heyecanı da geçmeye başladı ve bu bölge ülkeleri yine
güvenliklerini, Amerika'nın bölgeye olan alakasına bağlamaya
başladılar. Çin yine bu ülkeler için bir dayanak unsuru olmaya devam
etti. Zira, Vietnam'ın 1978 Aralık ayı sonundan itibaren Kampuchea'yı
işgale başlaması, Çin ile bölge ülkeleri arasında dolaylı bir menfaat
ortaklığı ortaya çıkardı.


Vietnam'ın Kampuchea'yı İşgali
Eski
adı ile Kamboçya, yeni adı ile Kampuchea, 1954 Cenevre anlaşmaları ile
bağımsız olmakla beraber, 1941-1970 arasında Prens Sihanouk'un
idaresinde kalmış ve 1970 yılında da Mareşal Lon Nol'un yaptığı bir
darbe ile Sihanouk iktidardan düşürülmüştür. Fakat Lon Nol'un
diktatörlüğüne karşı, ordunun içinden de olmak üzere çeşitli
çevrelerden muhalefet ortaya çıkmakla beraber, Kızıl Khmer'ler (Khmer
Rouge) denen Komboçya komünistlerinin mücadelesi daha müessir olmuştur.
Çünkü Kızıl Khmer'leri Kuzey Vietnam desteklemekteydi.

Yani,
Kuzey Vietnam, Güney Vietnam'a karşı mücadele ederken Kamboçya'da da
Kızıl Khmer'ler Lon Nol'rejimine karşı mücadele etmekte idiler. Fakat
Kızıl Khmerlerin en büyük destekçisi Çin Halk Cumhuriyeti idi. Çin
Kızıl Khmer'lere silah ve malzeme yardımı yaparken, Kuzey Vietnam da
Vietnam Halk Ordusundan 30.000 kişilik bir kuvvetle Kızıl Khmer'lere
yardım etmekteydi.

1973 Ocak ayında Kuzey Vietnam'ın Amerika ile
barış yapması Kızıl Khmer'lerin hoşuna gitmese ise de; mücadelelerine
devam ettiler ve 17 Nisan 1975'de başkent Phnom Penh'in Kızıl
Khmerlerin eline geçmesi ile Kamboçya da komünistlerin kontrolü altına
giriyor ve ülkenin yeni adı Kampuchea oluyordu. Çünkü Kamboçya Komünist
Partisi 1973'de Kampuchen Komünist Partisi adını almıştı.

Kampuchea
komünistlerinin 1975'te ülkeye hakim olmasından sonra, Kampuchea ile
Vietnam'ın münasebetleri gittikçe bozularak 1977'den itibaren
çatışmalara dönüşmeye başladı. Bu gelişmede iki sebep mühim rol
oynamıştır. Birincisi, daha 1950'lerden itibaren Vietnam
komünistlerinin Kamboçya komünist partisi üzerinde kurduğu
hakimiyettir. Bu ise, Kamboçya komünistlerini, Kamboçyo'nın
menfaatlerini bir tarafa bırakarak Vietnam Komünist Partisi'nin kendi
çıkarlarına göre çizdiği çizgiye uyma zorunluluğunda bırakmıştır. Yani,
bu işbirliği Kamboçya'nın değil, Kuzey Vietnam'ın menfaatlerine göre
şekillenmiştir. Bu ise Kamboçya komünistlerini memnun etmemiştir.
Burada ikinci faktör ortaya çıkmaktadır.

Vietnam'ın
menfaatlerinin Kamboçya'nın menfaatlerinin üstünde tutulması Kamboçya
komünistlerini memnun etmemiştir; çünkü, 17'inci yüzyıldan 19'uncu
yüzyıla kadar, Kamboçya'daki Khmer Krallığı ile Vietnam Krallığı
arasında daima rekabet ve mücadeleler olmuş ve bu sebepten de
Khmer'lerin Vietnamlılara karşı bir sempatisi mevcut olmamıştır.

Khmerlerin
Vietnamlılara karşı bu tarihi düşmanlığı iki ülke komünist partileri
arasındaki münasebetleri de tesir altına almaktan geri kalmamıştır.
Ayrıca Kuzey Vietnam, Güney Vietnam'a karşı yürüttüğü mücadele
sırasında Kamboçya topraklarını da kullanmış, daha önce de
belirttiğimiz gibi, buraya asker sokmuş ve 1975'den sonra da bu
askerlerini Kamboçya topraklarından çekmediği için, bu sınır
topraklarında Kampuchea ile Vietnam kuvvetleri arasında üç yıl sürecek
bir çatışmalar dönemi başlamıştır.

Çatışmaların şiddetlenmesi
1977 Aralık ayının son günlerinde olmuştur. Vietnam bu çatışmalarda
Kampuchea kuvvetlerine 8 bin kişilik bir kayıp verdirmiştir. Bu sebeple
Vietnam 1978 Şubatında Kampuchea'ya çatışmaları durdurmayı, sınırın her
iki tarafında 5 Km. genişliğinde askerden arınmış bölge tesisini ve
birbirlerinin içişlerine karışmamayı öngören bir antlaşma yapmayı
teklif etmiş ise de, bu tekiif Kampuchea tarafından reddedildiği gibi,
Vietnam topraklarına Kampuchea saldırıları devam etti.

Bu sırada
Çin'in sahneye girdiğini görmekteyiz. Çünkü Vietnam'ın Sovyet Rusya'ya
kaymaya başlaması üzerine, Kampuchea da Çin'e yanaşmaya başladı. Çin
başlangıçta Kampuchea'yı yatıştırarak bölgede yeni bir çatışmanın
çıkmasını önlemek istedi. Çin'in baskısı üzerine Kampuchea 1978
Mayısında, Vietnam'a, çatışmaların durdurulmasını ve Vietnam'ın,
Kampuchea'nın toprak bütünlüğü ile bağımsızlığına saygı göstermeyi
taahhüt etmesini öngören bir anlaşma teklif etti. Bunu da Vietnam
reddetti. Reddettiği gibi, Kampuchea'dan kaçan halkı eğiterek, Aralık
1978 başında Kamboçun Milli Selameti İçin Birleşik Cephe adı ile bir
teşkilat kurdu.

Ayrıca Vietnam, Kampuchea sınırlarına 12
tümenlik yani 200.000 kişilik bir kuvvet yığmış bulunuyordu. Kampuchea
ile Vietnam'ın münasebetleri bu şekilde kötüleşirken Çin-Vietnam
münasebetleri de giderek bozulmakta idi. Vietnam Kampuchea sınırına
asker yığarken Çin de Vietnam sınırına asker yığmaya başladı. Bu durum
Vietnam'ı Sovyetler Birliğine daha çok yaklaştırdı ve 3 Kasım 1978'de
Vietnam ile Sovyetler Birliği arasında bir Barış, Dostluk ve İşbirliği
Antlaşması imzalandı.

Bu antlaşmanın 6'ncı maddesi ittifaka
yakın bir hüküm taşımaktaydı. Çünkü bu maddeye göre, taraflardan biri
saldırı veya saldırı tehdidi ile karşılaşırsa, taraflar gerekli
tedbirleri almak amacı ile, derhal birbirlerine danışacaklardı. Bu
suretle Vietnam, Çin'in karşısına Sovyetleri çıkarmak suretiyle dengeyi
sağlıyor ve arkasından emin bir duruma geliyordu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://myforumm.net.tc
PaTRoN
Admin
Admin
PaTRoN


Mesaj Sayısı : 656
Rep : 3
Kayıt tarihi : 15/09/09
Yaş : 33
Nerden Nerden : Trabzon

Vietnam Savaşı Empty
MesajKonu: Geri: Vietnam Savaşı   Vietnam Savaşı EmptyPerş. Eyl. 17, 2009 6:39 pm

Vietnam, 27 Aralık 1978 günü, tanklarla ve
zırhlı araçlarla desteklenen 120.000 kişilik bir kuvvetle Kampuchea'ya
karşı saldırıya geçti. 1975'ten beri ülkeyi, diktatörlüğün ötesinde,
tam bir zulüm ve işkence ile idare eden Pol Pot rejimi Vietnam'ın
saldırısına fazla dayanamadı.

7 Ocak 1979 günü başkent Phnom
Penh Vietnam kuvvetleri tarafından işgal edildi ve Pol Pot da yanına
aldığı bir kısım kuvvetle Tayland sınırı yakınlarındaki dağlık ve
ormanlık bölgelere kaçtı. Pol Pot'un komutasındaki 30 bin kadar Khmer
Rouge (Kızıl Khmer) kuvveti, bundan sonra gerilla muharebelerine
başlayacaktır ki, Tayland ve Çin Pol Pot'u destekleyeceklerdir. Başkent
Phnom Penh'in düştüğünün ertesi günü, 8 Ocak 1979 da, Pol Pot'un
muhaliflerinden Heng Samrin, kendi başkanlığında bir Kampuchea Halk
İhtilal Konseyi kurdu ve Kampuchea Halk Cumhuriyeti'nin de kuruluşunu
ilan etti. Bununla beraber, Vietnam'ın Kampuchea'yı istila ve işgali
dünyada o kadar tepki uyandırdı ki, Sovyetlerin bütün çabalarına
rağmen, Kampuchea'yı Birleşmiş Milletlerde Heng Samrin değil, Pol Pot
rejimi temsil etmeye devam etti.


Çin'in Vietnam'a Saldırısı
Vietnam'ın
Kampuchea'yı işgali, Çin-Vietnam münasebetlerinde bardağı taşıran damla
oldu. Vietnam'ın 1978 Kasımında Sovyetlerle ittifaka yakın bir antlaşma
imzalaması ve arkasından da Kampuchea'yı işgali, Çin'i son derece
sinirlendirdi. Çünkü Vietnam şimdi bütün güney-doğu Asya'ya hakim olma
yolundaydı. Şu halde, Çin'e göre, meydanın boş olmadığını ve Sovyetlere
dayanmanın da pek işe yaramayacağını Vietnam'a göstermek gerekliydi.
Yani Vietnam'a bir "ders" verilmeliydi.

Çin 17 Şubat 1979 günü
100 bin kişilik bir kuvvetle Vietnam sınırlarından içeri girmeye
başladı. Kuzey Vietnam'da bir kısım toprakları işgal ettikten sonra, bu
askeri harekatla tasarlanan amacın gerçekleşmiş olduğunu bildirerek 16
Martta kuvvetlerini geri çekti. Çin'in Vietnam'a yaptığı saldırının
Vietnam üzerinde çok fazla müessir olduğu söylenemez. Belki Vietnam'a
bir Çin faktörünün varlığını gösterdi, lakin Vietnam'ın politikasında
mühim değişiklik meydana getirmedi. Aksine, Vietnam'ın dış politikası,
Çin'e rağmen iki istikamette gelişme gösterdi. Bunlardan biri, Vietnam
ile Sovyetler Birliği arasındaki münasebetlerin daha da sıkılaşmasıdır.

Çin-Vietnam
savaşı sırasında, bir tanesi füze taşıyıcısı olmak üzere, 14 Sovyet
savaş gemisi Vietnam'ın Cam Ranh körfezine geldi. 1979 Mayısında da bir
Sovyet denizaltısı yine aynı körfeze geldi ki, ilk defa bu sularda bir
Sovyet denizaltısı görünmekteydi.

Vietnam, Sovyetlere bu
kıyılarda resmen herhangi bir deniz üssü vermemekle beraber, Sovyet
savaş gemileri bilhassa Danang deniz üssünün kolaylıklarından
yararlanmaya başlamışlardı. Vietnam-Sovyet münasebetlerinin gelişmesi
bu kadarla da kalmadı. Vietnam ekonomik bakımdan da her geçen gün
Sovyetlere dayanmak zorunda kaldı. Daha önce de belirttiğimiz gibi;
Vietnam savaşı 1975'de sona erdiği zaman, bilhassa Kuzey Vietnam bir
harabe halinde idi.

Savaşın yıkıntılarını tamir etmek ve ülkenin
kalkınmasını hızlandırabilmek için Sovyetlerden yardım aldı.
Kampuchea'nın işgali ise, Vietnam'a yeni ekonomik dertler çıkardı.
Çünkü üç yıldır iktidarı elinde tutan Pol Pot ve rejimi, ülkede tam bir
zulüm idaresi tatbik etti. Bu zulüm bilhassa aydınlara yönelmişti. Bir
çok aydın öldürüldüğü gibi, bir çoğu da kırsal alanlarda çok güç
şartlarda çalışmaya zorlanmıştı. Daktilo, televizyon, otomobil gibi
medeni vasıtalar, yozlaşmış bir hayatın unsurları olarak yasaklanmıştı.

Kısacası,
Vietnam'ın Kampuchea'ya saldırısı ne kadar gayri insani ve medeniyetten
uzak bir hareket olmuş ise, Pol Pot rejimi de o kadar gayri insani ve
gayri medeni idi. dolayısıyla, Vietnam Kampuchea'yı tam bir perişanlık
içinde buldu. Yeni lider, Vietnam'ın kuklası Heng Samrin ve Vietnam,
Kampuchea'nın ekonomik problemlerinin çözümü için de sırtını Sovyet
Rusya'ya dayamak zorunda kaldı.

Bütün bu sıkıntılara rağmen,
Vietnam Hindiçini bölgesindeki yayılma ve genişlemesini arttırmaktan da
geri kalmadı. Dış politikasındaki ikinci mühim gelişme buydu. Bu
gelişme de iki istikamette oldu. Laos'ta da bir komünist rejim olmakla
ve bu rejim de Sovyet Rusya'ya dayanmakla beraber, Laos'un içinde de
mevcut rejime karşı bir hareket başlamıştı. Bu sebeple Vietnam, 1979
yılında Laos'a 50.000 kişilik bir kuvvet sevketmiş bulunuyordu. Yani
Laos da Vietnam'ın kontrolü altına girmişti.

Mamafih, 1980
Eylülünde Laos'un Champassak eyaletinde Laos Halkının Milli Kurtuluş
Birleşik Cephesi kurulmuş ise de, bu kuruluş kuvvetli ve müessir bir
organizasyon olamamıştır. Diğer taraftan Vietnam Pol Pot'un Tayland'dan
ve Tayland vasıtasıyla Çin'den devamlı yardım alması sebebiyle, 1979
yılından itibaren Tayland üzerindeki baskısını arttırdı. Zira, Tayland,
1975 Vietnam şokunu atlattıktan ve bilhassa Vietnam'ın Kampuchea'yı
işgalinden sonra, üç istikamette faaliyette bulundu. Birincisi, Pol
Pot'un Kızıl Khmerlerine yardım ettiği gibi, Çin'den gelen yardımları
da Kızıl Khmer'lere geçirdi. İkincisi, Çin'le olan münasebetlerini
geliştirdi. Üçüncüsü ASEAN ülkeleri Tayland'ı destekledikleri gibi,
aynı zamanda Amerika ile de tekrar eski münasebetlere dönme zaruretini
hissettiler.

Bilhassa Amerika Tayland'a askeri yardımını
arttırdı. Zira Tayland'ın Kızıl Khmer'lere yardım etmesi Vietnam'ı
büsbütün sinirlendirdi. Bu sebeple, Vietnam Tayland sınırlarına asker
yığdığı gibi, bilhassa 1980 yılında Tayland sınırlarından içeri girmeye
başlamıştı.

Vietnam'ın amacı, Kızıl Khmer'leri Kampuchea
topraklarından tamamen sürmek ve aynı zamanda da Tayland'daki rejimi
devirmekti. Kampuchea'daki Heng Samrin rejimi, ülkeye Vietnam
tarafından yani dışardan zorla kabul ettirilmiş bir rejim olduğu için
Birleşmiş Milletler tarafından tanınmadığı gibi, gerek Batılılar ve
gerek ASEAN ülkeleri, Heng Samrin rejimine karşı mücadele eden grupları
ve kuruluşları biraraya getirip birleştirmek suretiyle güçlü bir
mücadele yaratmaya çalışmışlardır.

Bunlar, Pol Pot'un
liderliğindeki Kızıl Khmer'ler, Son Sann liderliğindeki Khmer Halkının
Milli Kurtuluş Cephesi ve Prens Sihanouk taraftarlarıdır. Lakin bugüne
kadar Heng Samrin rejimine ve Vietnam'a meydan okuyacak kadar güçlü bir
kuvvetin ortaya çıktığı söylenemez
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://myforumm.net.tc
 
Vietnam Savaşı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» kurtulus savası hazırlık dönemı ve kongreler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: Eğitim & Kültür :: Dünya Tarihi & Kültürü :: Asya Tarihi-
Buraya geçin: